Hakan Özkul Şeker tedavisi için fitoterapiyi önermektedir. Fitoterapi, (phytos=bitki, therapy=tedavi) bitkisel tedavi anlamında kullanılır. Bitkisel tedavinin tarihi insan varlığı kadar eskilere dayanmakla birlikte günümüzde kullanılan bitkisel tıp, kaynağını Çin ve Hindistan’dan alır. Batı ülkelerinde ise önceleri halk arasında kullanılmaya başlanan şifalı otları, sonraki yıllarda tıp doktorları da tamamlayıcı tedavi olarak tercih etmeye başlamışlardır. Farmakoloji biliminin bir dalı olan fitoterapiyi, bazı bitkilerin içerisinde yer alan kimyasal maddelerin, hiçbir izolasyon işleminden geçirilmeden ilaç gibi kullanılması olarak açıklayabiliriz. Bu tedavi yönteminde kullanılan bitkiler bazı vitaminler, mineraller, organik asitler, eter yağları, oligo-elementler, karbonhidratlar, fermentler, hormonlar ve proteinler içerir. Bir başka deyişle vücut için faydalı bir içeriğe sahip olan bitkiler bu tedavi yönteminde kullanılır.
Hem hastalıkların tedavisinde hem de tedbir amaçlı olarak yüzyıllardır şifalı bitkilerin kullanıldığı bilinmektedir. Burada önemle belirtmemiz gereken bir husus var. Bitkilerin tedavi edici etkisi çok yavaş ortaya çıkar ama kalıcı olur ve tamamen doğal bir tedavi metodudur. Diğer tedavi yöntemlerine nazaran daha doğal ve daha ekonomik olduğunu da belirtmek gerekir. Şifalı olarak kategorize ettiğimiz bitkiler, doğru şekilde kullanıldığında vücudun bozulmuş dengelerini düzeltebilmektedir.
Fitoterapi hangi rahatsızlıklarda kullanılmaktadır?
— Migren, diğer baş ağrıları
— Atardamar ve toplardamar kan dolaşımı bozukluğu
— Kalp hastalıkları, tansiyon problemleri
— Alerji, Cilt hastalıkları
— Solunum yolları hastalıkları, Astım
— Romatizma, Osteoporoz
— Depresyon, Panik atakları, sinir hastalıkları
— Uykusuzluk, değişik kriz dönemi problemleri
— Üşütmeye yönelik hastalıklar, Grip (Üst Solunum Yolları Enfeksiyonları – ÜSYE)
— Aşırı kilo, kilo alamama
— Kadın hastalıkları, adet düzensizliği
— Kadınlarda buhran dönemi, menopoza giriş zorlukları
— Mide ve bağırsak rahatsızlıkları
— Tiroid bezi hastalıkları
— Kemoterapi sonrası tedavi
— Şeker hastalığı
— Böbrek ve idrar yolları, Vb.
Konumuz, fitoterapinin şeker hastalığı tedavisindeki etkisi olduğu için şeker hastalığı hakkında bilgi vermeyi yararlı görüyoruz.
ŞEKER HASTALIĞI (DİYABET) NEDİR?
Şeker hastalığı ya da diyabet, pankreasın yeterli oranda insülin üretememesi veya ürettiği insülinin etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda ortaya çıkıp gelişen bir hastalıktır.
İnsülin, şekerin hücre içine girmesini ve hücrede glikojen olarak depolanmasını sağlayan bir hormondur. Şeker hastası, yediği besinden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve bu durumda kan şekeri düzeyi yükselir. Buna tıp dilinde hiperglisemi denir.
Bu durum uzun dönemde birçok doku ve organa hasar verir. Günümüzde dünyada her 12 kişiden 1’i şeker hastalığı tehdidi altındadır. Ayrıca şeker hastası kişilerin neredeyse yarısı henüz tanı almamıştır. Bu da aslında her 2 şeker hastasından 1’inin hastalığından haberi dahi olmadan yaşamına devam ettiği anlamına geliyor.
Ülkemiz Türkiye’de 2014 verilerine göre 7.5 milyona yakın şeker hastası bulunmaktadır. Bu hastaların henüz 2 milyondan fazlasına ise tanı konmamıştır.
ŞEKER HASTASI NASIL ANLAŞILIR?
Hakan Özkul Şeker için nir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü veya Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun 126 mg/dl veya daha fazla olması diyabetin varlığını gösterir. Kesin tanı, hastada yapılan glukoz yükleme testinde veya herhangi bir andaki şekerin 200’ün üzerinde olması ve beraberinde hastanın diyabete bağlı şikâyetlerinin varlığıyla konur.
Şeker hastalığının türleri nelerdir?
• Tip 1 şeker hastalığı ve tip 2 şeker hastalığı olmak üzere şeker hastalığının bilinen 2 türü mevcuttur. Tip 1 şeker hastalığında insülin, pankreasta ya hiç üretilmez ya da çok az üretilir ve sıklıkla çocukluk ve gençlik döneminde görülür.
• Tip 2 şeker hastalığında ise vücut insülin üretmektedir, fakat hücreler insüline karşı direnç göstermektedir. Bundan dolayı zamanla üretilen insülin miktarı da yetersiz kalır. Bu durumda yemeklerden sonra kandaki şeker hücrelere giderek enerjiye dönüşemez ve kan şekeri düzeyi yükselir. Tip 2 şeker hastalığı çoğunluklar orta yaş ve üzerindeki bireylerde görülür ve şeker hastalığı vakalarının %90-95’lik kısmını oluşturur.
Kimler Şeker Hastalığı Riski Altında?
- Birinci derece yakın akrabası (anne, baba, kardeş) diyabet hastası olanlar,
- İri bebek doğuran veya daha önce gebelik şekeri tanısı almış bayanlar,
- Yüksek tansiyonu olan insanlar,
- Kan yağları yüksek olan insanlar,
- Daha önce açlık şekeri sınırda yüksek (100-125 mg/dl) bulunanlar,
- Gizli şeker tespit edilenler,
- Atar damar hastalığı bulunan insanlar,
- Düşük doğum tartılı doğan insanlar,
- Fiziksel aktivitesi düşük olan insanlar,
- Şizofreni hastaları ve atipik antipsikotik ilaç kullanan insanlar,
- Organ (özellikle böbrek) nakli yapılmış hastalar
Bu soruların cevabı maalesef evettir. Çünkü şeker hastalığı tüm sistemi sinsice etkileyen önemli bir hastalıktır. Yapılan bilimsel çalışmalar diyabetin;
— Kalp krizinin en önemli etkenlerinden biri olduğunu,
— Alzheimer ile yakın ilişkisi olduğunu,
— Özellikle ayaklarda bir türlü iyileşmeyen yaralara sebep olduğunu ve gözlerde körlüğe kadar gidebilen tahribata sebep olduğunu ortaya koydu.
Bu bilgilerden sonra fitoterapiye dönebiliriz.
Hakan Özkul Şeker Tedavisi için Fitoterapi Nedir? Sorusunu Cevapladı
Hakan Özkul şeker için bitkisel tedavi, diğer adıyla Fitoterapi, modern tıpta en önemli tedavi yöntemlerinden biridir. Ameliyat olmak istemeyen, bıçak altına yatmaktan çekinen, kimyasal ilaçları tehlikeli gören hastalar, hiçbir yan etkisi bulunmayan bitkisel tedavi yöntemlerine başvurmakta ve bitkisel tedavi tercihi tüm dünyada hızla yaygınlaşmaya devam etmektedir. Tüm dünyada popülerleşen ve kullanımı hızla yaygınlaşan bitkisel tedavi ya da tıp dilindeki adıyla fitoterapi, tıp fakültesi mezunu ve bitkisel tedavi alanında uzmanlaşmış doktorların kontrolü altında yapılmalıdır.
Uzman doktor, hastanın tüm raporlarını inceler; hastanın şikâyeti, hassasiyetleri, medikal geçmişi dinlenerek uygun bitkisel tedavi süreci belirlenir. Bitkisel tedavinin süreci tümüyle hastaya ve rahatsızlığına bağlı olarak değişir. Bazen birkaç saat, bazen birkaç gün, bazen birkaç hafta sürebilir. Fitoterapi uzmanı doktorlar hangi bitkinin hangi tedavilerle nasıl etkileşime gireceği konusuna hâkim kişilerdir. Önerilen bitkisel kürlerin ne derece işe yaradığını görmek içinse düzenli aralıklarla kontrole gitmek gerekir. Bitkisel tedavideki başarı oranı hızla artmakta ve hastalar bitkisel tedaviye yönelmektedir.
Fitoterapi’yle diyabet tedavisi mümkün mü?
Özellikle tip 2 diyabetin modern tıpta kesin bir çözümü olmadığı ortadadır. Modern tıbbın, tip 2 diyabete önerdiği çözüm, ömür boyu ilaç kullanmak. Durum böyle olunca diyabet hastaları için fitoterapinin önemi oldukça artıyor. Aslında diyabet, sanılanın aksine tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur. Tip 2 diyabetin tedavisinde hastanın ömür boyu ilaç kullanmasının ne hasta açısından ne de doktor açısından hiçbir avantajı yoktur. İnsanların sağlığıyla beraber ülkelerin ekonomisine zararı da bellidir. Şeker hastalığıyla mücadelede yaygın olarak kullanılan ilaçla tedavi yönteminde tek kazanan ilaç firmalarıdır. İyi bir fitoterapist, hastasının beslenme, egzersiz ve kilosunu düzenleyerek bu hastalığa şifa bulabilir. Bu fitoterapi uygulamasının ozonterapi ile de desteklenmesi gerektiğini özellikle belirtmek isteriz.
FİTOTERAPİDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?
Hakan Özkul Şeker tedavisi için şunları ekledi: İlaçlar sentez yoluyla elde edilen kimyasal maddelerdir. Bitkilerse ilaçlarla kıyaslandığında daha fazla fayda içerirken daha az yan etkide bulunurlar. Bu yönü, günümüzde bitkilerin geçmiş yıllara nazaran daha fazla alanda, daha yoğun şekilde kullanılmaya başlanmasını da beraberinde getirmiştir. Elbette bitkilerin faydalarından istifade etmek, ancak doğru şekilde kullanılmaları ile mümkün olabilmektedir. Bilinçsiz kullanım, tedavi bir yana, pek çok hastalığın ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Eğer bitkilerin şifasından faydalanmak istiyorsanız öncelikle bir hekime danışmalısınız. Hekimin önerdiği bitkiyi, önerdiği şekilde ve dozda kullanmanız gerekiyor.
Tarım çalışmalarında artık çok fazla miktarda kimyasal madde kullanılıyor. Bu kimyasal maddeler genellikle zehir ya da hormon olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla bitkilerin de genetiği bozuluyor ve bitkiler faydalı içeriklerini kaybediyor. Bununla da kalmayıp insan vücuduna zarar veren maddeleri tüketim yolu ile almamızı sağlıyorlar. Tarımda kullanılan kimyasal maddeler; alerji, virütik hastalıklar, kan hücresi bozuklukları, bağışıklık sistemi bozuklukları ve daha pek çok neticeye sebep oluyor. Bunlar arasında en yaygın olanı ise kanserdir. Günümüz koşullarında şifalı bitkilerin, zahmeti göze alınarak kimyasal madde kullanılmadan yetiştirilmiş olanlarını bulup kullanmaya özen gösterilmelidir.
Son olarak farklı şikayetleri olan hastalarımızın videolarını izlemek için buraya tıklayabilirsiniz. Diğer videolarımızı izlemek için videolar sayfasını inceleyin. Bununla birlikte sizde koah rahatsızlığından şüpheleniyorsanız ve Hakan Özkul’a hemen sorularınızı iletmek için iletişim sayfamızı ziyaret edin. Ayrıca mavi rozete sahip Facebook sayfamız üzerinden haftanın her günü asistanlarımızla yazışabilirsiniz.