Hakan Özkul Felç için, beyne giden hayati kan ve oksijen akışının ani bir şekilde kesildiği ya da azaldığı bir beyin krizi olarak tanımlar. Kan akımının kesildiği bölgedeki hücreler hızlıca ölmeye başlar ve inmenin oluştuğu bölgeden yürütülen fonksiyonlar da geçici ya da kalıcı kayıplar meydana gelir. Felç en yaygın ölüm ve sakatlık nedenlerinden biridir. Öyle ki dünyada yılda 15 milyon kişi inme geçirmektedir. Bu kişilerin 5 milyonu sakat kalıyor, 5 milyonu ise yaşamını kaybediyor. Ülkemizde her yıl 130 bin kişi inme geçiriyor. Gelecek 10 yılda da neredeyse her aileden birisinin inme yaşayacağı konusunda uzmanlar uyarıyor.
İskemik İnme: Damarlar kan pıhtısı ya da zaman içinde plaklar ve yağ birikintileri ile tıkandığında oluşur. Tüm inmelerin % 85’i İskemik inmedir. Kanayıcı İnme: Beyindeki bir kan damarından beyne kan sızıntısı olduğunda meydana gelir. Görülme sıklığı iskemik inmeye göre çok daha azdır. Ancak inme sonucu ölümlerin % 30’undan sorumludur.
FELÇ (İNME) BELİRTİLERİ NELERDİR?
- Kol veya bacakta, özellikle vücudun sadece bir tarafında ani uyuşukluk ve güçsüzlük hissi.
- Ani kafa karışıklığı, konuşma ve anlamada güçlük.
- Aniden gözlerden birinde ya da her ikisinde görme kaybı
- Nedeni bilinmeyen ani ve şiddetli baş ağrısı
- Ani yürüme güçlüğü, sersemlik, denge ve koordinasyon kaybı
- Kısa süren unutkanlık, etrafı tanımama.
İNMENİN NEDENLERİ NELERDİR?
İnmenin belli risk etkenleri vardır. Mesela en sık izlenen beyin damar tıkanıklığı için risk faktörleri;
- Sigara içimi,
- Hipertansiyon,
- Diyabet,
- Kalpte atrial fibrilasyon denen ritim bozukluğu,
- Kan yağlarının yüksekliği,
- Yüksek alkol alımı,
- Depresyon,
- Aşırı kilo
Sigara içenler, içmeyenlere göre 2,5 kat fazla, diyabetliler de 1,6 kat daha fazla felç geçirme riskine sahiptir. İnmeye karşı önlemler, risk faktörleri ile ilgilidir. Bireye göre riskleri analiz edip düzeltmek gerekir. Beyin kanamaları için ise en önemli risk faktörlerinden biri kontrolsüz hipertansiyon olarak görülmektedir. Hakan Özkul Felç için risk faktörlerinden şöyle bahsetmektedir:
— Tıbbi Risk faktörleri
Yüksek tansiyon, diyabet, yüksek kolesterol düzeyi, atriyal fibrilasyon adı ile bilinen kalp ritim bozukluğu.
— Yaşam Biçimi Risk Faktörleri
Sigara kullanmak, hareketsiz yaşam tarzı, kilo fazlalığı, yanlış beslenme alışkanlıkları.
— Değiştirilmeyen Risk Faktörleri
Yaş: inme geçiren hastaların %75’i 60 yaş civarındadır. 60 yaş sonrası her 10 yılda 2 katına çıkar.
Cinsiyet: 55 yaş üzeri erkeklerde kadınlara göre daha yaygın görülür. Yaş ilerledikçe inme oranı kadınlarda artar.
Önceden geçirilmiş iskemik bir inme ve geçici inme sonrası yeni bir inme görülmesi riski oldukça yüksektir.
Yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol ve sigara içmek inmenin en önemli risk faktörleridir. Türk halkının yaklaşık yarısı bu üç risk faktöründen en az birini taşımaktadır.
İNMENİN TEDAVİSİ NASIL OLUR?
Hakan Özkul İnme tedavisi mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Beyin damarı tıkandığında, beyin dokusunda hasar oluşmaya başlar. Bu hasar bekledikçe daha da genişler.
Tıkanan damar, büyük olduğunda ve süre uzadığında beyin hasarı artar. Bir an önce damarın açılması ise tüm bunları engelleyerek beyin dokusunda oluşan hasarın genişlemesinin önüne geçer.
Beyin dokusunda, inme nedeniyle oluşan hasarı, ne kadar kısıtlı tutabilirsek o derece erken ve hızlı düzelme sağlayabiliriz. Bu nedenle, inme söz konusu olduğunda hızlı tedavi erken ve hızlı düzelme demektir.
FİTOTERAPİYLE İNME TEDAVİSİ NASIL OLUR?
Farmakoloji biliminin bir dalı olan fitoterapiyi, bazı bitkilerin içerisinde yer alan kimyasal maddelerin, hiçbir izolasyon işleminden geçirilmeden ilaç gibi kullanılması olarak biliyoruz.
Ameliyat olmak istemeyen ve kimyasal ilaçları tehlikeli gören hastalar, hiçbir yan etkisi bulunmayan bitkisel tedavi yöntemlerine başvurmaktadır.
Tüm dünyada popülerleşen ve kullanımı hızla yaygınlaşan bitkisel tedavi ya da tıp dilindeki adıyla fitoterapi, tıp fakültesi mezunu ve bitkisel tedavi alanında uzmanlaşmış doktorların kontrolü altında yapılmalıdır.
Uzman doktor, hastanın tüm raporlarını inceler; hastanın şikâyeti, hassasiyetleri, medikal geçmişi dinlenerek uygun bitkisel tedavi süreci belirlenir.
Bitkisel tedavinin süreci tümüyle hastaya ve rahatsızlığına bağlı olarak değişir. Bazen birkaç saat, bazen birkaç gün, bazen birkaç hafta sürebilmektedir.
Fitoterapi uzmanı doktorlar hangi bitkinin hangi tedavilerle nasıl etkileşime gireceği konusuna hâkim kişilerdir. Önerilen bitkisel kürlerin ne derece işe yaradığını görmek içinse düzenli aralıklarla kontrole gitmek gerekir. Bitkisel tedavideki başarı oranı hızla artmakta ve hastalar bitkisel tedaviye yönelmektedir.
FİTOTERAPİDE BİTKİLERİN YAN ETKİLERİ VAR MI?
Tedavi amacıyla üretilmiş olan ilaçlar çeşitli toksik maddeler içerir. Bu da alerjik reaksiyonlara ve hematolojik yan etkilere neden olabilir. Özellikle ilaçların uzun süre kullanılması durumunda bu yan etkiler de artabilir.
Şifalı bitkilerle yapılan tedavi bu noktada daha büyük önem kazanıyor. Çünkü şifalı bitkilerde, yan etkiye neden olabilen kimyasalların etkisini ortadan kaldıran maddeler de bulunuyor. Dolayısıyla biyolojik bakımdan insan vücudu ile çok daha uyumlu olabiliyor.
Örneğin kansızlık tedavisinde kullanılan ilaçların pek çok yan etkisi mevcuttur fakat kansızlık tedavisinde kullanılan bitkinin hiçbir yan etkisi yoktur. Çok uzun süreli tedavilerde dahi bitkilerin faydasından güvenle istifade edilebiliyor.
Şifalı bitkiler kullanılarak uygulanan tedavi 2 etapta değerlendirilmelidir. Bunların ilki semptomların izolesi için müstahzar ilaçlar kullanılarak uygulanan tedavidir.
Ardından şifalı bitkiler kullanılarak uygulanan ve daha uzun süreli olan ikinci etaba geçilmelidir. Bu sayede bir yandan uzun süreli ilaç kullanımının zararları ortadan kaldırılarak, diğer yandan ilaçların yan etkileri de olabildiğince azaltılacaktır.
Hakan Özkul İnme tedavisinden ziyade tüm hastalıklar için şifalı bitkiler kullanarak evde bir ilaç hazırlamak kesinlikle bilgi gerektirir diyor. Genellikle bitkinin suya daldırılması ve içerisindeki etken maddenin suya geçmesinin sağlanmasıdır. Su, hasta tarafından içilir ve böylece bitkinin etken maddesinden hasta istifade etmiş olur. Ancak bazı bitkilerin etken maddesini suya salması için kaynatılması gerekir. Bazı bitkilerin de kurutulması gerekmektedir. Hangi bitkinin nasıl kullanılması gerektiğinin çok iyi bilinmesi gerekir.
İşte bu nedenle şifalı bitkiler kullanılarak uygulanan tedavi bilinçli ve bilgili kişiler tarafından uygulanmalıdır. Sağlığın korunması için de bilinçli bir tedavi uygulaması şart.
Hakan Özkul Felç tedavisi için kliniğinde ziyaret edebileceğiniz gibi telefon ile görüşerekte kendisinden bilgi alabilirsiniz. Doktorumuzun koah için önerdiği ve kendi geliştirdiği kürler oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Koah hastalarımızın tedavisinde aktif olarak kullandığımız bitkiler ile bir çok hastamız koah’nın ilerlemesini durdurmuştur.
Son olarak farklı şikayetleri olan hastalarımızın videolarını izlemek için buraya tıklayabilirsiniz. Diğer videolarımızı izlemek için videolar sayfasını inceleyin. Bununla birlikte sizde koah rahatsızlığından şüpheleniyorsanız ve Hakan Özkul’a hemen sorularınızı iletmek için iletişim sayfamızı ziyaret edin. Ayrıca mavi rozete sahip Facebook sayfamız üzerinden haftanın her günü asistanlarımızla yazışabilirsiniz.